2018’in En Tuhaf Bilim Haberleri

2018’in En Tuhaf Bilim Haberleri

Herhalde hepimiz bilimin ne kadar heyecan verici olduğunda hem fikiriz. Fakat bazı bilimsel araştırmalar gerçekten çok tuhaf olabiliyor. İşte 2018’deki en ilginç bilim haberleri sizin için bu yazıda…

Bilim insanları Ahtapotlara ekstazi ilacı verdiler. 

Bir grup araştırmacı ahtapotlardaki asosyal davranışların nasıl etkilendiğini izlemek için ahtapotları yüksek dozda MDMA’ye maruz bıraktılar. Ahtapotlara ekstazi verilmesindeki asıl amaç, ahtapotların da aynı nörotransmitterleri kullanarak, sosyalleştiğini göstermekti. Ekstazi alan ahtapotlar kafesleri sararak birbirlerine dokunmaya ve sarılmaya başladılar. Benzer davranışlar insanlarda da MDMA alımında görülebiliyor.

Wombatlar Neden Küp Şeklinde Kaka Yaparlar?

Wombat kakasının neden küp şeklinde olduğu, bilim insanları için yıllardır bir gizemdi. Fakat bir grup araştırmacı bu hayvanların nasıl kübik kakalar yaptığını araştırmaya karar verdi. Normalde dışkının doğada bir iletişim aracı olduğu düşünülür. Wombatların sindirim sisteminde bir yiyecek 8 ila 18 gün arasında ancak sindirilebiliyor.

İşte wombatların kübik kakaları bağırsağın son kısmında üretiliyor. Wombatların bağırsaklarının son kısımları çok elastik ve wombatlar bağırsaklarını bir balon gibi şişirebiliyor. İşte bu sıvı kaka sonlara doğru sertleşerek , köşeler kazanarak küp şekline dönüşüyor.

İdrardan Tuğla Yaptılar 

Normalde idrar hepimize bir atık kaynağı gibi geliyor olabilir fakat bilim insanları idrar yardımıyla cep telefonu şarj edebiliyor ya da hidrojen elde edebiliyor. İşte Cape Town Üniversitesi’nden araştırmacılar da insan idrarından ilk biyolojik tuğlayı yapmayı başardı.

Bu teknoloji sayesinde çevreyle dost tuğla üretilebilir. Araştırma ekibi idrarı sıvı altın olarak adlandırıyor. İdrar yüksek miktarda azot, fosfor ve potasyum içeriyor. Bu yüzden üretim aşamasında sıfır atık çıkıyor.

Mikrobiyal karbonat çöktürme adı verilen deniz kabuklarının kullandığı yönteme benzeyen bir yöntemle doğal bir üretim yapmayı denediler. Gevşek topraktaki bakteri kolonileri üreaz enzimi üretiyor. Yani idrar üreaz ile karşılaşınca, üreye yıkılıyor ve bu kimyasal reaksiyon kalsiyum karbonat üreterek, bir yapı oluşturuyor. Bu aBilim insanları normalde tuğlaların üretilmesinin yüksek sıcaklık ( 1,400° C ) gerektirmesine karşın, kendi yöntemlerinin ısı gerektirmediğini belirtiyorlar.

Pompeii ‘de taşın altında kalan adam

2000 yıl önce Vesuvius volkanının patlamasıyla zamanın durduğu Pompeii antik kentinde, kafası taşla ezilmiş bir iskelet bulundu. Volkanik patlamanın şiddetiyle taşın altında kalan kişinin kemik enfeksiyonundan dolayı kaçamadığı da düşünülüyor.

Boston Dynamics Robotlarıyla 2018’e damgayı vurdu

Boston Dynamics gerçekten etkileyici bir yıl sergiledi. Atlas robotunun parkur yapması, spot adını verdikleri köpeğin inşaat alanında yürümesi oldukça ilginçti. Tabi Uptown Funk parçasıyla köpeğin etkileyici bir dans sergilemesini izlemek ilginçti.

Bu robot köpek BlackMirror dizisindeki katil robot köpekleri hatırlatmıyor değil. Neyse şükür  şimdilik  sadece twerk filan yapıyor. 😀

Bilim İnsanları Salyangozlar Arası Zihin Transferi Yaptılar

Eğitimli bir deniz salyangozundan alınan RNA , eğitimsiz deniz salyangozuna nakledilerek, iki hayvan arasında ilk kez zihin transferi yapıldı. Bu araştırma ile daha zeki bir salyangoz yaratılmak yerine, hafızanın fiziksel temelini anlamak üzerine çalışıldı. Bu sayede hem hafıza kaybı giderilmeye, hem de acı veren anıların travması silinmeye çalışıldı. Daha önceki araştırmalarda amnezi sonrası uzun süreli hafızanın bir ateşleme bileşeni ile onarılabileceği bulunmuştu. Bu ateşleme bileşeni halen bilinmese de, proseste RNA’nın yoğun yer aldığı epigenetik modifikasyonların yer alabileceği düşünülüyor.

Antibiyotik Dirençli Bakterilerle Savaşta Ornitorenk Sütü İşe Yaradı

Avustralyalı bilim insanları antibiyotik direnciyle savaşta ornitorenk sütünü kullanarak çığır açıcı bir gelişmeye imza attılar. Bu ördek ağızlı, yumurtalayan, kunduz kuyruklu ve zehirli hayvan uzun süredir evrimsel biyologların çalışma alanına giriyordu. 2010 yılında, bilim insanları ornitorenk sütünün süper mikroplarla savaşta eşsiz antibakteriyel özellikler saptadığını keşfetti. Avustralya ulusal araştırma ajansı , CSIRO ve Deakin üniversitesi birlikte çalışarak ornitorenk sütünün neden bu güçlü olduğunu çözerek, hayat kurtarmaya bir adım daha yaklaştılar. Bu keşfi ornitorenk sütünde yer alan özel bir proteini kopyalayarak gerçekleştirdiler. “Ornitorenkler monotrem ailesine aitler, bunlar yumurtalayan ve yavrularını sütle besleyen küçük bir grup canlı . Sütlerine daha derinden bakarak hayat kurtarabilecek eşsiz özelliklere sahip yeni bir protein karakterize ettik,” diyor CSIRO’ndan araştırmanı  baş yazarı Dr Janet Newman İlginç yanlarından biri de memeleri olmadığından , sütü göbeklerinden veriyorlar. Bu süt çok besleyici ve bu sütten mahrum kalan yavrular bakterilere karşı savunmasız kalıyor. İşte Deakin Üniversitesi’nden Dr Julie Sharp ve diğer araştırmacılar ornitorenk sütünün bu nedenle sıra dışı antibakteriyel özelliklere sahip olduğunu düşünüyor.

Bazı Örümceklerin Yavrularını Sütle Beslediği Gözlendi

Örümcek bebekleri sandığımızdan daha çok insan bebeklerine benziyor olabilir. Bu anne örümcekler süt benzeri besleyici bir sıvı üreterek yavrularını besliyorlar. Genç örümcekler her türden besini yer, bazı örümcekler küçük böceklerle beslenirken bazıları polen alabilir. Ayrıca önceki araştırmalarda bazı örümcekler avlanacak kadar büyümedikçe bir şey yemediği biliniyordu.

kaynak

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir