Kurnaz Bakteriler
|Bakteriler, Koloniyi Kurtarmak İçin Kendilerini Feda Edebiliyorlar

Bakteriler basit organizmalar gibi gözükse de, antibiyotiklere karşı çok kurnaz olabiliyorlar. Kolonileri korumak için biyofilm oluşturuyorlar ve tehlike geçene kadar uyuyorlar ve elbette en iyi ilaçlara karşı evrilerek genetik direnç oluşturuyorlar. Princeton ve Kaliforniya Eyalet Üniversitesi- Northridge’den araştırmacılar araştırmacılar yeni bir bakteri savunma mekanizması keşfetti. Bakteriler antibiyotiklerin ölürken yığılarak, geride kalanları antibiyotikten zarar görmelerini engelliyorlar.
Araştırmacılar E.coli kolonisini, antimikrobiyal peptit molekülü LL37’e maruz bıraktığında küçük miktarlarda E.coli’nin büyük miktarlarda molekül absorbladığı görüldü. Normalde LL37 derimiz ve organlarımız tarafından da üretilen bir antibiyotik aslında. Modifiye molekül yeşil olarak ışığından , koloninin takip edildiğinde, bazı bakterilerin , çoğunluğu iyiliği için kendilerini feda ettiği görüldü.
Fiziksel deneyler süresince araştırmacılar bu olayı açıklamak için matematiksel bir model geliştirdi. Farklı miktarlarda bakteriler ve antimikrobiyal maddeler denendiğinde, model ölen hücrelerin molekülü bölgeden uzaklaşıyor ve hayatta kalan bakterilerin üremesi yavaşlıyor ama devam ediyor.
“ Bu model mekanizmanın nasıl işlediğine dair fiziksel açıklama sağladı. Kritik inhibitör antimikrobiyal peptitlerin konsantrasyonununun bakteri sayısına bağlı olduğunu görmek şaşırtıcı bir gözlem oldu.Modelimin bunun neden olduğunu açıklıyor,” diyor yardımcı yazar Andrej Košmrlj.
Araştırmalar halen tüm cevaplara sahip olmasa da bu sayede bakteriyel savunmayı daha iyi anlayarak onlarla savaşta ilerleyebilir. Bakterilere karşı savaşta kaybedilen topraklar belki de yeniden kazanılabilir.
“Bu araştırma sayesinde daha önce hiç sorulmayan sorulara doğru yelken açılıyor. Elde ettiğimiz bulgular milyar yıllık bakteri evriminde derinden etkilere sahip. Ayrıca ilaç ve eşsiz antibiyotiklerin tasarım vedağılımında büyük önem taşıyor,” diyor yardımcı kıdemli araştırma yazarı Sattar Taheri-Araghi,
Araştırma eLife dergisinde yayınlandı.
Kaynak : Princeton University