Başımıza icat çıkaran Nikola Tesla
|Başımıza İcat Çıkaranlar / Akıllı Telefonları Tahmin Eden ve Güvercinlerle Konuşan NİKOLA TESLA
Yaşadığınız sokağın tepesinde örümcek ağı gibi metrelerce kablo görmüyorsanız bir sebebi var. Bugün en sevdiğiniz filmi metroda bile izlemenizin, bu yazıya tıklayıp Nikola Tesla’nın başımıza hangi icatları çıkardığını öğrenmenizin bir nedeni var. Durup dururken insanlığın başına icat çıkaranlar köşemizde bugün, güvercinlerle konuşan Nikola Tesla var.
Para kazanma hırsından yoksun ve dünya tarihini değiştirecek kadim bilgilere sahip bir insan, sizce nasıl ölür? Bunun en somut kanıtı, günümüz teknolojisine yaptığı katkılara rağmen yokluk içerisinde ölen Nikola Tesla’dır.
Onun adı bugün belki de en önemli otomotiv şirketlerinden olan Tesla’da yaşıyor olabilir. Nitekim başımıza çıkardığı icatlarıyla elektrikli bir otomobilden çok daha fazlasını vadediyordu. Ortalık I. ve II. Dünya Savaşı ile kırılırken, onun aklında tek bir şey vardı: İnsanlara ucuz, belki de bedava olan kablosuz elektrik.
Gelin yeni yazı dizimiz Başımıza İcat Çıkaranlar ile Nikola Tesla’nın hayatına, buluşlarına yakından bakalım. Kahveler, çaylar hazırsa, başlıyoruz.
Büyük düşünceler, büyük acıların ürünüdür:
1886’yılının Temmuz ayında Sırbistan’ın Similjan kasabasında dünyaya gelen Nikola Draganic, bir kilise papazı olan babasının mesleğini sürdürmek istemedi. Küçük bir köyde yer alan küçük bir evin içerisinde; küçük bir çocuğun babası, tarihin en önemli kararlarından birisini verdi. Tesla ailesinin desteğiyle arzuladığı teknik eğitimi almaya başladı.
Henüz küçük yaşlardayken abisini kaybeden Nikola, hayatının ilk ağır darbesini yemiş oldu, ancak daha fazlası onu bekliyordu. Bir daha aile kuramadı, onun ailesi zamanla fizik ve bilim olmuştu. Anadili haricinde 4 farklı dili daha öğrendi. Prag Üniversitesi’nde aldığı eğitim, kendine kattıklarının yanında hiç kalırdı, çünkü 1878 yılında, okulu bırakmıştı Nikola. Nedeni sosyal olarak sorunlar yaşamasıydı. Kişisel beceri ve kabiliyetleri bir firmada, gayet iyi bir ücretle mühendis olarak iş bulmasına engel olamadı.
Nikola aynı yıllarda büyük bir depresyonun pençesine düştü, ailesi ile arası açıldı, Draganic soyadını bırakıp Tesla’yı aldı. İlerleyen yıllarda Charles Ferdinand Üniversitesi’ne giden Tesla, bu okulu da babasının ölümü üzerine bıraktı. Yeni adresi Paris’teki bir şirket olmuştu. Matematiğe ve fiziğe olan merakı bu yeni işinde elektrik akımlarına olan merakına dönüştü.
Her “doğrunun” bir “alternatifi” var mıdır?
O yıllarda elektrik enerjisi, doğru akım denilen yöntemle evlere dağıtılırdı. Tesla’ya göre burada büyük bir hata vardı. Her zaman, insanlar tarafından kabul gören yaygın doğruların, daha iyi bir alternatifi olduğunu biliyordu Tesla. Bu okulunu bırakıp, New York’a gemiyle ulaştığında hiç parası kalmamıştı. İş bulmalı, elektriğin patronlarına aklındakileri anlatmalıydı.
Kazma ve kürekle, çukur kazarken dünyayı değiştirmek:
Paraya ihtiyacı vardı, ancak icatları için değil, yaşamak için ihtiyacı vardı. Western Union’a çukur kazma işçisi olarak girdi. Toz ve toprak içerisinde geçen koca bir yıl boyunca Tesla, transformatör, doğru akım motoru, neon lambalar ve jeneratör projelerini çizdi.
Bu projeler tek başlarına bir anlam ifade etmiyorlardı. Tesla’nın hayatını değiştiren olay, yerel bir firma olan A. K. Brown’un sahipleriyle tanışmasıydı. Bu sayede mucit, kağıda döktüğü projeler için patent alabildi. Zamanla aldığı patent sayısı 30’a yaklaştı.
Patentlerine sürekli yenilerini ekleyen Tesla’nın hayatı değişmeye başlamıştı. Artık onu dinlemek isteyen insanlar vardı. Aynı şeyleri düşünen, benzer amaçlar uğruna çalışan küçük ama sayıları çok insanlar. Büyük firmalar, örneğin General Electric gibi devler köşeye sıkıştılar.
Tesla’nın iddiaları, ürettiği alternatif akım motoru insanlara doğruyu göstermeye başladı. Nitekim küçük insanlar kimsenin umrunda değildi, birilerini rezil ve rahatsız etmeye başlamıştı. Tesla’nın amacı, doğru akımın mucitlerinden olan, aynı zamanda parlak fikirlere sahip onlarca insanı altında çalıştıran Thomas Edison’a ulaşmaktı.
Gerçekleşen bir çocukluk hayali: Niagara Şelalesi’ne hidroelektrik santrali kurmak
Tesla tuhaf bir insandı. Çocukluğundan bu yana kitaplarda gördüğü Niagara’ya gitme fırsatı yakalanmıştı. Pek çok proje arasından, onlarca kurumsal şirketin teklifine rağmen Niagara’ya yapılan santral, Tesla’nın tasarımı olmuştu. Yıllar sonra şelalelerin arasındaki Goat Adası’na heykeli dikilecekti.
Katı yiyecek tüketmeyi bırakmıştı, bu nedenle zayıf ve güçsüz görünüyordu:
Enginar ve kereviz gibi bitkilerin sularını içip, ılık süt ve bal tüketen birisi, eğer başka bir şey tüketmiyorsa sağlıksız olur. Tesla da böyle yaşıyordu. Her yatışında maksimum 2 saat uyuyabiliyordu, hatta bir keresinde 84 saat boyunca uyumadan çalıştığını söylemişti.
Neredeyse kullandığımız bütün cihazların temelini oluşturan “dönen manyetik alanın” keşfi:
Üniversiteden bir arkadaşı sayesinde bu işe imza attığı söylense de Tesla 1882 yılında, bugünün cihazlarının temelini oluşturan dönen manyetik alanı keşfetti. Elektriğin iletimi, üretimi ve dağıtımı bu keşfi sayesinde gerçekleşmişti. Tesla’nın alternatif akım motoru, yaptığı keşiflerle güçlendi. Vakit çetin bir rekabetin vaktiydi.
Thomas Edison’un yanında çalışmaya başlayan Tesla, laboratuvar ortamında buluşlarını deneyimlemek için büyük bir fırsat elde etti. Binlerce dolarlık çekler ve nakitler, hayatı boyunca aradığı imkanları ayaklarının altına sermişti, fakat sıkıntının büyüğü, bu fırsatı sunan insanın ta kendisiydi.
Doğru akım sabit dalgalarla oluşan bir elektrik akımıydı, Edison doğru akımı savunuyordu. Tesla ise periyodik olarak yön değiştiren alternatif akımı savunmaya devam ediyordu. Edison’un bu ısrarının nedeni, elektrik enerjisinin dağıtım kontrolünü elinde tutmak istemesiydi. Alternatif akım daha ucuz, daha verimliydi. Dolayısıyla Edison kaybedecekti. En nihayetinde bugün dünyanın her yerinde alternatif akım kullanılıyor.
1888 yılında “Alternatif Akım Motorları ve Transformatörlerinin Yeni Sistemi” adlı makalesiyle George Westinghouse’un dikkatini çekti. İki isim bir süre ortak oldu, ancak Westinghouse Tesla’nın iyonosfer tabakasını kullanarak tüm dünyaya bedava elektrik sağlamak için çalıştığını fark etti. Bu nedenle öküz suikaste uğradı, ortaklık bozuldu. Tesla’nın hayalleri yine ertelendi.
Gerçekten kablosuz elektriği mümkün kılan Tesla bobini:
1891 yılında Tesla bobinini icat eden mucit, kablosuz olarak elektrik akımını kısa mesafelerde iletmeyi başardı. Amacı daha uzun mesafelerle, atmosfer içerisindeki herkese elektrik sağlayan sistemler kurmaktı. Bu da kimsenin işine gelmiyordu.
Tesla bobini, X ışınlarını yakalayan cihazların gelişmesini sağladı. 1896 yılında radyo sinyallerinin patentini alan Tesla, bu icadıyla da birileriyle takışmak zorunda kaldı. Radyonun mucidi olduğu söylenen Guglielmo Marconi ile davalık oldu.
Tesla, akıllı telefon ve benzeri cihazların geleceğini tahmin etmişti:
New York Times röpotajından:
“Bir kol saatinden saatten daha büyük olmayan, ucuz bir cihazın taşınması yeterli olacak. Taşıyan kişi binlerce millik mesafelerden, kara ya da denizde olması fark etmeden ses alabilecek.”
FBI, Tesla’nın ABD’deki yaşamı hakkında bir rapor hazırladı. Bu rapor 2011 yılına dek gizli tutuldu:
Tam 250 sayfa olan o raporda Tesla’nın ABD’de neler yaptığı en ince detayına kadar yazılıydı. 2011 yılında açılan rapor sonucunda Tesla’nın adı yine lekelenmeye çalışıldı. Ne de olsa ampulü icat eden Edison’du. Bunun gibi pek çok detayla adını olabildiğince silmeye, yok etmeye çalışan birileri vardı.
Hayatının son yılları ve güvercinler:
Ömrünün son yıllarında sürekli parkta yürüyen, yaşadığı otel odasının penceresine her gün konan bir güvercinden bahseden Tesla, o güvercin ve diğerleriyle konuştuğunu söylemeye başladı. Hayatı boyunca evlenmemiş, aile kurmamıştı. Bir açıklamasında, “O güvercini sevdim, onu sevdiğim sürece hayatımın bir amacı olduğunu hissettim” demişti.
- Not: Samantha Hunt’un kaleme aldığı, Tesla’nın hayatını farklı tanıkların ve kendisinin gözünden aktaran kitabı Tesla’nın Kutusu’nda, dahi mucidin güvercinlerle olan bağı çok etkileyici bir dille anlatılıyor.
New Yorker otelinin görevlisi Alice Monaghan, 33 katta yer alan 3327 numaralı odaya girdiğinde Tesla’yı ölü olarak buldu. 7 Ocak 1943, takvim yapraklarına dahinin ölümü olarak işlenecekti. ABD hükümeti haberin ardından Tesla’nın bütün dökümanlarına el koydu.
Tesla’nın cenazesine 2000’den fazla seveni katıldı. Hikayesinin en başından bu yana yanında olan o “küçük” insanlar, büyük bir hayalin peşinde koşan Nikola’yı asla bırakmadılar.